8 Ocak 2016 Cuma

Gerçek bir dolandırıcılık hikayesi

Günümüzde insanların kolay yoldan para kazanmak için insanları değişik şekilde kandırmaları, dolandırmaları haksız kazanç elde etmeleri çok kötü bir şey,bu gibi namusuz , tabiri caiz ise ar damarı çatlamış kişilerden kendimizi korumak için daima dikkatli olmamız gerekir.Ama yinede bir anlık dalgınlık veya tanımadığımız kişilere güvenmemiz bize daha sonra çok pahalıya patlıyor.Sizlere şimdi gerçek bir dolandırılıcılık hikayesi anlatacağım.

 Kahramanımız sade bir vatandaş olmasına karşın, iri yarı zamanında memleketinde güreş yapmış yani kelli.felli cüsseli biri, iyi niyetli efendi bir zat, işçilik yapıyor, daha doğrusu otobüs imalattında çalışıyor.Geçen gün Gürpınarda herzaman ki gibi ikinci vardiya servisi beklerken bir otomobil yanında durup kahramanımıza seslenip”bir dakika bakarmısınız” diyor.Kahramanımızda güleryüzlü zayıf ve kibar görünüşlü bu zatın yanına gidip “buyurun” diyor. “ben bir gemi şirketinde KAPTAN’ım dün gece gece kulübünde tüm paramı ve cep telefonumu çaldırdım.Hiç param kalmadı, sadece arabada japonyadan getirdiğim 2,5 milyar değerindeki kamera kaldı.Gönlünden ne koparsa ver, harçlık yapayım,bu kamerayı sana vereyim” deyip boynundaki asılı olan kaptan kimliğini kahramanımıza gösteriyor.

Kimliği inceleyen kahramanımız, bir anda çazip teklif karşısında hem şaşırıyor, hemde ambalaj içindeki sözde kamerayı(kazançlı bir alış veriş galiba deyip) kutusundan inceliyor. Üstünde Sony Japan yazan kutunun, içini açıp nası bir şey olduğunu, çalışıp çalışmadığını kontrol etmeden ”üzerimde para yok ama ilerdeki bankamatikten sana 150 ytl param var, onu sana verebilirim”diyor.Kaptan ise “tamam ozaman gidip çekelim” diyor.Parayı çekip alan kaptan arkasına bakmadan arabasına atlayıp arkasında toz bulutları bırakarak sırra kadem basıyor.Kahramanımız ise yaptığı karlı alışverişin mutluluğuyla servisine binip fabrikaya geliyor. Kamera kutusunu kapıda güvenliğe bırakarak işe başlıyor. Bir müddet sonra kazançlı alışverişi arkadaşlarına anlattığında bir arkadaşı”yahu kutunun içine baktınmı ne var, kamera çalışıyormu”diye söyleyen arkadaşına “yok bakmadım ama kutuyu salladım içinde ağırca bir kamera var galiba”diyor. Arkadaşı ise “istersen bir bakalım nasıl bir şey” deyip fabrikanın kapısındaki güvenliğe gidip kutuyu bir açıyorlar ki içinden plastik, bir flaşı dahi çalışmayan manuel fotograf makinası çıkmazmı?


 O an kahramanımız gemi kaptanı (gerçi kimlikte büyük olasılıkla sahtedir) tarafından dolandırılldığını anlıyor. Ya kaptırdığı para daha büyük miktarda olsaydı? Kıssadan hisse herşeyin bir karşılığı vardır,karşılığını tam olarak vermeden bir mal v.s bir şey almaya kalkarsak çok dikkatli olmamız gerekir, çünkü o işte bir çapanoğlu vardır.Karşılığını tam olarak ödenmeden alınmaya çalışılan mallar ve ya hizmetler hiç bir zaman sağlıklı ve verimli olmaz. Siz siz olun tanımadığınız bu gibi dolandırıcılara karşı dikkatli olun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder