HİPNOZ OLUYORSUNUZ...
Vatandaşları hipnoz eden kişiler bunlar.. Telefon açıyorlar size, çok
güçlü bir senaryoları var. Bugüne kadar karakolun kapısından girmemiş
namuslu Vatandaşlara kurdukları senaryoyu öyle bir anlatıyorlar ki,
hipnoz oluyorsunuz! Ve tüm dediklerine inanmaya başlıyorsunuz. Hukuk
biliyorlar, öyle terimler kullanıyorlar ki, sanıyorsunuz karşınızdaki
gerçekten bir savcı ya da polis. Bir call center kuruyorlar, tüm mali
bilgilerinizi size telefonda söylüyorlar.. İnandırıcı olmak için her
yolu deniyorlar. Dolandırıcılık suçu komplike bir suç. Eğer suçlu
profili ikna ediciyse bu konu da kabiliyete sahipse çok kolay bir
şekilde kandırabiliyor. Zaten bu iknadan sonra ortaya çıkan bir suç tipi
olduğu için farkındalık sonra oluşuyor. Mağduriyet sonrası farkındalık
olduğundan ötürü teşebbüs sırasında görebilmek zor. Vatandaşın uyanık
olması ve hukuki işlemleri iyi bilmesi gerekiyor. İyi niyetin suistimal
edilmesi de var tabii.
Kuvvetli bir senaryo var ama değil mi?
Çok iyi senaryo var evet. En bariz vakalar çek-senet olayları. Bütün
dolandırıcılık yöntemlerinin özü, iyi niyetli insanların duygularının
suistimal edilmesidir. Bazı olaylarda vatandaşı tehditle -telefon gibi-
panik içerisine sokuyor ve devlete her zaman bağlı olan topluluğumuz
hemen taşın altına elini koyduğunu zannedip kanıyor. Öyle bir
anlatıyorlar ki "Terör örgütleri hesabınıza girmiş, amacı dışında para
transferi var" gibi argümanlarla hayali bir suça ortak ediyor vatandaşı.
Panik buradan başlıyor. Bu adamlar profesyonelleri işin. Öyle bir şey
yapıyorlar ki saniyesinde boş bırakmıyorlar sizi. Resmi polise bile
inanmıyor vatandaş. "Ticaret yapıyorum, dolandırılmadım" diye kestirip
atıyorlar.
Peki ne yapmalı vatandaş?
Hiçbir zaman bir devlet görevlisi, işin içerisinde terör ve asayiş
varsa, vatandaşa bir sorumluluk atfeden bir iş vermesi mümkün değil.
Vatandaşı ifadeye çağırmak ayrı mesele. Zaten gerektiğinde ifadeye, adli
işleme başvurulur. Polisin bütün işlemleri tutanak halindedir. Vaka
eğer olay yerinde gerçekleştiyse görevliler orada yapar görevini, diğer
her şey kolluk biriminde yapılır. Polis vatandaşı hiçbir suçu
aydınlatmak için kullanmaz. Vatandaş müracaat eder, "İşte bu adam beni
dolandırmaya çalıştı" diye bilgi verir. O sırada suçüstü çalışması
yapılır, vatandaşla beraber çalışılır.
ZENGİN, FAKİR HERKES HEDEFTE
Mağdurların profili nasıl?
Zengin de fakir de maruz kalabiliyor dolandırıcılığa. Herhangi bir yaş, cinsiyet ve eğitimle seviyesiyle ilgili değil.
En çok hangi bölgede görülüyor?
Belirli bölgesi olmaz dolandırıcıların, her yerde varlar. İstanbul nüfus
yoğunluğundan ötürü bu kadar göze batıyor. Yaşlılar birinci sıradaki
hedef. Dolandırıcılar eskiden mobil telefondan arardı, şimdi ev
telefonlarına yoğunlaşıyorlar, gündüzleri evde yaşlılar bulunduğu için.
Daha sonra ilgili kişinin dışarı çıkmasını istiyorlar ya da kapıya kurye
ile adam gönderip 3 liralık malı 100 liraya satıyorlar.
PARAYI ALMADAN İMZA ATMAYIN
Oto dolandırıcılığı çetesi, araçlarını satmak için internete ilan veren
kişileri hedef alıyor. Bağlantıya geçilen kişi çetenin 15 günlüğüne
açtığı, içinde sekreter ve birkaç yeni arabanın da bulunduğu "naylon
galeriye" çağrılarak güven telkin ediliyor. Cuma gününü seçen çete
kapanmasına yakın notere gidiyorlar. Satış yapıldıktan sonra ödemenin
havale ile yapılacağı söyleniyor ve satıcıya bilgisayarda banka havale
ekranı gösteriliyor. Çete "Ödemeyi yaptık, pazartesi para hesabınıza
düşer" diyerek vatandaşı rahatlatıyor ve huzur içinde evine
gönderiyorlar. Çete noterde satın alınan aracı hafta sonu ikinci ve
üçüncü kişilere satılıyor. Vatandaş galeriye gidince ortada kimsenin
olmadığını görüyor. Başkomiser Taşçı uyarıyor, "Paranızı almadan bir
belgeyi imzalamayın!”
HİPNOZ İLE ALGI KAPANIYOR
Telefon dolandırıcılığı, nasıl yapıyor?
Telefonda kontör dolandırıcılığı yaklaşık 10 senelik bir mevzu. Ambiyans
oluşturulmak adına vatandaşın, terör örgütleriyle bağlantılı olduğu,
kendi kimlik bilgileriyle şirketler kurulduğu gibi pek çok şey telkinler
ve tehditlerle panik duygusu yerleştirerek iş yürütülüyor. Psikolojiyi
çözmüşler. Hipnotize olduğunuzdan dışarıya karşı algınızı
kapatıyorsunuz. Arkadan telsiz, polis sesleri geliyor. Bu durumda nasıl
hissedersiniz kendinizi düşünsenize. İşin özü bu; hipnoz ve psikolojinin
çözülmesi.
Peki işi nasıl çökertiyorsunuz?
Biz illaki vakayı beklemiyoruz. Vatandaş eğer kolunu kaptırdıysa,
telefonla irtibat kurduysa onu dahil engellemek için müdahale ediyoruz.
Yeter ki bize bilgi verilsin. 100'ü geçkin çok tecrübeli personelimiz
var. Tüm asayiş suçlarla ilgili sadece 500 personele çıkabilecek
imkanımız var. Teknolojinin bütün imkanlarından faydalanıyoruz.
GÜVEN DUYMADIĞINIZ NUMARAYI AÇMAYIN
En yayın dolandırıcılık nedir?
İletişim dolandırıcılığı. İki numara da call center mevzusu. "Hediye
çeki kazandınız, sigortaprimizini yatırmadığınız için şu kadar cezayla
karşılaşacaksınız" gibi manipülasyonlar mevcut. Skype üzerinden 155'ten
arıyorlarmış gibi yapıyorlar. Numara değiştirme, farklı gösterme gibi
durumlar da yaşanıyor. Telefonunuz çalıyor, 155 yazıyor! Açıyorsunuz
polis diye dolandırıcı ile konuşuyorsunuz... Bu nedenle güven duymadığı
hiçbir numaraya karşı kimlik ve kredi kartı bilginizi paylaşmayın
diyoruz biz. Çünkü hiçbir banka müşterisinden tam bir kimlik bilgisi
istemez.
TELEFONU KAPATIN VE POLİSİ ARAYIN
Dolandırıcı nasıl ikna ediyor?
Dolandırıcılık yöntemlerine hakim bir polis arkadaşımızı bile az kalsın
kandırıyorlarmış. Telefon çalmış. memur arkadaş açmış. Dolandırıcı
konuya girmiş. Arkadaşımız bir süre dinlemiş bakmış ki dolandırıcı öyle
şeyler söylüyor etkisinde kalıyor, kendine gelip, "Utanmıyor musun masum
insanları dolandırmaya" diye çıkışmış. Pişkin dolandırıcı "abi nasıl
anladın" diye soruca "ben polisim" cevabını almış. Dolandırıcı "abi
valla biz fakirden almıyoruz, zenginleri dolandırıyoruz" demiş ve
telefonu kapatmış. Vatandaş dolandırıcı ile asla konuşmamalı, sizi
hipnotize ediyorlar, telefonu kapatın ve polisi arayın.
KREDİ KARTINIZI BOŞALTIYORLAR
Call-center'dan arayan birisi sizi aradı ve bütün bilgilerinizi istedi.
Vermeyin! "Sağlık sigortası", "kredi dosya masrafı", "hediye çeki
kazandınız" gibi para isteyen şahıslar var. Bu yöntemler iki şekilde
gerçekleşiyor: Birincisi kargolar vasıtasıyla, kapıdan satış yöntemiyle.
Adam kapına kadar geliyor size teslim edilen paketi veriyor. Adam
parayı alıp götürüyor 10 TL’lik malı 100 TL’ye alıyorsunuz! İkincisi ise
sanal pos yöntemi. Kredi kartı bilgileriniz alınıyor ve yurt dışında
belirli şirketler üzerinden sizin kartlarınız boşaltılıyor. Bir
bakıyorsunuz Amerika'da Singapur'da harcamalar yapmışsınız!
CALL-CENTER KURUP 70 KİŞİ ÇALIŞTIRDILAR
Dolandırıcılar İstanbul'da kurdukları call center ofisinden binlerce
kişiyi kredi kartı borçları yapılandırması ve dosya masraflarını geri
alınması vaadiyle kandırdılar. Çete, danışmanlık şirketi
altında Kağıthane'de bir call center merkezi kurudu. Call center ofisine
de 70 kişiyi ilan vererek işe aldılar. Çalışanlar arama listesinde
nüfus bilgileri olan vatandaşları aramaya başladı. Onlara, "Kredi kartı
borcunuzu yapılandıracağız, avukatlarımız devreye girecek,
borçlarınızdan kolayca kurtulacaksınız" diyerek vaatte bulundular.
Vatandaşlardan kart bilgileri şifreleri istendi, kabul edenler tüm
bilgilerini call center'a verdi. Dolandırıcılar kendi çetelerinden iki
kişiyi de avukat olarak vatandaşlara tanıttı. Vaatleri kabul eden
kişiler bu sahte avukatlara yönlendirildi. Sahte avukatlar noterlerden
vekaletname aldı. İşlemler karşılığında yüzde 20 ile 40 arasında
komisyon alındı. Bütün bunlar yapılırken, alınan kart bilgileri
kullanılarak başvuru sahibi vatandaşların hesapları boşaltıldı.
Dolandırıcılık olayı yapılırken danışmanlık şirketinin ismi sık sık
değiştirildi çalışanlar da 2 ayda bir işten çıkarılıp yerine yenileri
alındı. Sistem öyle kusursuz işliyordu ki altı ay içinde binlerce
mağdura ait dosyalar birikti. Dolandırıcılar toplam 6 milyon lira vurgun
yaptı ve sonunda yakayı ele verdi.